- haleldâr
- arapça-farsça خللدار bozulmuş, bozuk. haleldâr etmek bozmak, halel getirmek. haleldâr olmak bozulmak, halel gelmek.
Osmanlı Türkçesi Sözlüğü. 2008.
Osmanlı Türkçesi Sözlüğü. 2008.
haleldar — sf., Ar. ḫalel + Far. dār Bozukluğu olan Haysiyetli bir şahsiyetin şeref hakkı haleldar edilemez. M. C. Anday Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller haleldar olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
haleldâr — (A. F.) [ راﺪﻠﻠﺧ ] bozulmuş, bozuk. ♦ haleldâr etmek bozmak, halel getirmek. ♦ haleldâr olmak bozulmak, halel gelmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
HALELDÂR — f. Bozma. Bozulma. Bozulmu … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
haleldar olmak — bozulmak, sarsılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
haleldar olmak — bozulmak; çiğnenmek … Hukuk Sözlüğü